Bumerang - Yazarkafe

Translate

6 Aralık 2017 Çarşamba

Evinizi Yılbaşına Hazırlamaya Ne Dersiniz?

İşte Evinizi Yeni Yıla Hazırlayacak Birbirinden Güzel Fikirler :)

Evinizin mis kokusu

Herkes için koku şüphesiz unutulmaz bir ayrıntı. Yılbaşı konseptini en güçlü şekilde hissettirmek için kokuları tercih edebilir, evinizi birbirinen güzel kokulu mumlarla donatabilirsiniz. Portakal, tarçın, karanfil, zencefil gibi malzemeleri kaynatarak doğal aromalarla da evinizin havasını değiştirebilirsiniz.

Kapı süsleri

Yılbaşını evinizin girişinden itibaren hissettireceğiniz bir kapı süsü hazırlamaya ne dersiniz? Bunun için sadece bükülebilir bir tel, zevkinize uygun yılbaşı süsleri ve yapıştırıcı yeterli. Gerisi yaratıcılığınıza kalmış:) 

Hediye paketleri

Yılbaşının olmazsa olmazları hediyeler. Yılbaşı ağacınızın altını boy boy hazır hediye paketleriyle süsleyebilir ya da aldığınız malzeme ve süslerle kendi hediye paketinizi kendiniz hazırlayabilirsiniz. Buradaki püf noktası, yılbaşı ağacınızla uyum içerisinde hazırladığınız hediye paketlerini ağacınızın altında en şık şekilde gösteriyor olmakta gizli.

Mum ışığı sıcaklığı

Mum ışığının içinizi ısıtan sıcaklığını keşfetmeye ne dersiniz? Mumların dekorasyonda yarattığı farka bayılacaksınız! Birbirinden güzel yılbaşı mumlarına biraz göz atın:)

    
Yılbaşına Renk Katın

Şüphesiz kırmızılar, doreler ışıltılarıyla her zaman güzel ve şık. Yılbaşının heyecanını her daim yansıtıyorlar. Ancak eğer klasik renklerin dışına çıkmak, kendi tarzınızda süslemelere gitmek istiyorsanız, mint yeşili ve lacivert gibi canlı tonlar tercih edebilirsiniz. Hatta biraz daha özgün bir dekorasyon olsun isterseniz, kendi favori renginizi veya sevdiğiniz takımın renklerini de kullanabilirsiniz.

Yılbaşının Olmazsa Olmazı Çam Ağacı

Evinizde yılbaşı atmosferini hissetmeniz için en önemli dekorasyon malzemesi yılbaşı ağaçları. İster minicik, ister dev gibi bir çam ağacı… Çeşit çeşit çam ağaçları arasından evinize ve zevkinize en uygununu  seçebilirsiniz.

Evinizi Yaratıcılığınızla Süsleyin

El becerisine güvenenler için yılbaşı dekoru şüphesiz çok eğlenceli. Hünerlerinizi göstermenin çok yolu var. Mesela klasik bir ağaç yerine büyükten küçüğe ahşap dalları halatla birbirine bağlayarak kendi özgün yılbaşı ağacınızı duvara asabilirsiniz. Led ışıklarla da bambaşka bir hava katabilirsiniz.

 
Anılarınız yılbaşı ağacınız olsun

Ailenizle en güzel anılarınızı çerçeveletip, ağaç şeklinde duvara asmaya ne dersiniz? Aralarından geçireceğiniz aydınlatmalarla son dokunuşları yapın. İşte en güzel yılbaşı ağacı şimdi sizin:)

 

   
 

Paletlerden neden çam ağacı olmasın?

Kalıplardan uzaklaşıp, doğal bir malzemeyle kendini yansıtmak isteyenler için de bir yolumuz var! Mesela paletin üzerinde kendi kompozisyonunuzu yaratıp ışıklandırarak duvara asabilirsiniz.
 
Yılbaşı Sofrası

Yılın en şık ziyafetine özenle hazırlanın. Enfes yemeklerinizin ve tatlılarınızın sunumunu güzelleştirmek için en önemli nokta sofranızın dekorasyonunu tasarlamak. Fazla kalabalığa kaçmadan, doğru renk tonlarında mumlar ve küçük süsler kullanmak, masanızı gösterişli hale getirmeye yetecektir. Ayrıca servis peçetesinde  yapacağınız ufak dokunuşlarla şıklık yaratabilirsiniz.

             

Evinizi yılbaşına hazırlamak için birbirinden güzel fikirler, Koçtaş Yaşayan Evler Yılbaşı dergisinde. Hemen tıklayın.

                                                       

Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 Kasım 2017 Cuma

Aksesuar ve Soğutma Ürünleri Uğur Soğutma’da

                                                                                        

Bir derin dondurucuya sahip olduktan sonra, en basit işlemler için bile servis çağırmaktan sıkılmış olabilirsiniz. Sadece basit bir temizlik yapmak için dahi yetkili servislerin yardımına başvurma zorunluluğu, bir yerden sonra sıkıcı hale gelebiliyor. Yanlış anlamayın: Uğur Soğutma tarafından üretilmiş bir derin dondurucu kullanıyorum ve bugüne dek servis ile hiçbir sorun yaşamadım. Her zaman çağırdıktan en fazla birkaç saat sonra gelip, işlerini hızlı ve profesyonel bir şekilde tamamladılar. Ancak halen dezenfeksiyon ve genel temizlik gibi işlemleri kendim yapabilmek istiyorum.

Uğur Soğutma’nın yeni aksesuar ve soğutma ürünleri serisine bu nedenle bayıldım. “Uğur Pratik” adıyla satılan bu seri, hem derin dondurucular hem de buzdolapları için kullanabileceğiniz birbirinden faydalı ve kullanışlı ürünlerden oluşuyor. Derin dondurucunuzun ve diğer beyaz eşyalarınızın uzun ömürlü ve sağlıklı çalışmasını sağlayan Uğur Pratik serisi, beyaz eşyalarınızı en üst performans ile kullanmanız da olanak tanıyor. Ev ve ofis hayatını kolaylaştırmak için tasarlanmış Uğur Pratik serisi, sadece Uğur Soğutma markalı ürünler için değil: Diğer markaların derin dondurucu ve buzdolapları için de kullanılabiliyor. Derin dondurucu ve beyaz eşya modellerinin uzun ömürlü olmasını ve sağlıklı çalışmasını sağlayacak ürünlerden oluşan seri, günlük kullanımda karşılaşılan pek çok sorunun servis çağırmaya gerek kalmadan halledilebilmesini sağlıyor.

                                                                  
Hâlihazırda, Uğur Pratik serisinde kireç önleyici, sebil bardaklık, su sebili temizlik ve dezenfeksiyon, Uğur ikram seti, soğutucu ve dondurucu temizleyici, tel ve plastik sepet ürünleri yer alıyor. Bunların hepsi de kendi özel paketlerinde satılıyor ve nasıl kullanmanız gerektiği ya paket üzerinde, ya da paket içinde detaylı bir şekilde izah ediliyor. Uğur Pratik serisinde satışa sunulan ürünlerle, klima temizliğini dahi kendiniz yapabiliriniz. Hem ürünleri incelemek, hem de uygun fiyatlarla sipariş vermek için https://satis.ugur.com.tr/ adresini ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

31 Mayıs 2015 Pazar

Ertelemenin Ertelemesi Olur mu?


Hayatımızda bize biçilen görev ve sorumluluklar çoğu zaman bizleri sınar, yorar, yıpratır. Böylesi zamanlarda tüm bunlardan kaçıp kurtulmak ve her şeyden koşarak uzaklaşmak ister insan. 
Planladığın ama o planın yakınından bile geçmeyen bir hayat, üzerine üzerine gelen insanlar veya patronun, ülkenin güncel, ekonomik, politik ve siyasal durumunu anlatan olumsuz haber bültenleri, okudukça canını sıkan gazeteler, yolunda gitmeyen ve yığıldıkça yığılıp biriken işler, bekleyen ödemeler, etrafında sürekli mızmızlanan birileri seni yoruyor değil mi? Bir tek gün bile olsa tüm bunlardan kaç, kurtul. Nasıl mı? Çözümü aslında çok basit. Sahip olduğun ama, bu güne değin farkına bile varmadığın gücünü kullan ertele.

Özellikle sabah erken kalkıpta mecburi şekilde işe ya da okula gitmek zorundaysan ve hayat seni bunlarla uzun zamandır sınayıp yoruyorsa, bir gün olsun hayattan kaçabilme lüksünü kullan. Çünkü bu hayat senin ve hayatının tekrarı yok! Emin ol bu güce sahipsin ve bunu yapabilirsin, evet, haydi korkma! Sakın endişe etme, kendini suçlu hissetme. Bu günlük her şeyi ertele! Bir mola al, rahatla. Sonrasına, ertesi gün bir biçimde bakarsın nasılsa…
Yeni güne gözünü açtığında bir şeyleri ertelemek için hiç bir nedenin yoksa, hayatındaki her şey yolunda gidiyor olsa bile, üzerinde uyuşuklukla karışık bir bıkkınlık da hissedebilirsin kimi zaman. Bu sabahki ruh halim bu diyorsan, tembellik etmek için en uygun gündesin demektir. Hemen gözlerini kapat, yorganı üzerine çek, sıcacık yatağında kıvrıl ve ertelemeyi bile ertele…
Yazar: F.Nur ŞEN

13 Nisan 2015 Pazartesi

Bir Bakışta Android One




Yeni Android One, Google ve önde gelen donanım markalarının iş birliğiyle tasarlanan yeni bir akıllı telefon ailesidir...


DONANIM
Android One, General Mobile 4G
● En güncel Android versiyonu Lollipop 5.1.1.
● 5.0 inç HD (720p) IPS ekran, muhteşem videolar için.
Qualcomm Snapdragon 64 bit güçlü işlemci ve süper performans için 2 GB RAM.
16 GB bellek ve micro SD card yuvasi ile artılabilir hafıza
LTE - 4G’yi destekleyen ilk Android One cihazı, yeni teknolojinin avantajlarını kullanmaya hazır
13MP AF kamera Çift LED flaş desteği ve 5MP Selfie kamera ile her anı yakalayabilme
 Sağlam ve çizilmelere dayanıklı Gorilla Glass



YAZILIM
Android One, gücünü sadece donanımındaki gelişmiş bileşenlerden değil, onu en mükemmel şekilde kullanmak için geliştirilen yazılımdan alan bütünsel bir deneyimi temsil eder:


Tüm satış noktalarında nakit fiyatı 699 TL'dir.

Her zaman güncel: En son işletim sistemi sayesinde sürekli güncel kalır ve iki yıl süresince otomatik olarak güncelleme alır.
Android 5.1 Lollipop: Android’in en son sürümüyle çalışarak hızlı ve akıcı bir kullanıcı deneyimi için iki kata varan daha iyi bir performans sağlar.
Uzun pil ömrü: Telefonda yerleşik olarak bulunan pil tasarrufu modu pil ömrünü 90 dakikaya kadar artırır.
Hızlı veri tasarrufu: Yalnızca iki kaydırma hareketiyle veri kullanımı kapatılıp açılabilir.
Akıllı bildirimler: Bildirimlerinizin yönetimi siz de! Önemli bildirimleri ne zaman alacağınıza siz karar verin.



Material Design: Android’in yeni tasarımı ekranın her köşesini kullanan renkli, sezgisel ve takılmadan akan grafikler sunar.
Hızlı başlatma: Uygulamaları hızla başlatmayı ve birbirleri arasında hızla geçiş yapabilmeyi garantilemek için Google’daki uzmanlar tarafından test edildi.
En iyi yerleşik Google özellikleri: Önceden yüklü Google Arama, YouTube, Gmail ve daha fazlası…
Dünyanın en büyük uygulama mağazası Google Play: Google Play Store’da yer alan 1,3 milyon uygulama arasından istediğinizi seçin ve yeni sürümleri çıkar çıkmaz güncelleyin.
Güvenlik: Lollipop, Android’in en güvenli sürümüdür.
Otomatik yedekleme: Bu telefondaki her şey Google’da otomatik olarak yedeklenir. Uygulamalarınız, ayarlarınız hatta çektiğiniz fotoğraflar bile. Öyle ki, Google Fotoğraflar uygulaması ile sınırsız sayıda fotoğrafı sadece size özel olarak saklayıp, dilediklerinizi istediğiniz zaman paylaşabilirsiniz.

Android One platformu ile ilgili ayrıntılı bilgiye http://www.android.com/intl/ALL_tr/one/ adresinden ulaşılabiliyor.


Web Sitesi İçerik Editörü





Merhaba, Anne&Bebek,Gurme&Yemek, Gezi&Seyahat, Kadın, Güzellik, Moda, Aktüel, Teknoloji ve diğer tüm konularda iyi bir metin yazarı ve içerik üreticisi olduğumu söyleyebilirim. Web sitelerinde yer alması planlanan konularda, google üst sıralarında yer alacak seo uyumlu call to action kelimelerle yazılmış profesyonel içerikler yazıyorum. 

Kurucusu ve tasarımcısı olduğum, 1 yıldan fazla editörlüğünü yaptığım (www.kidsgourmet. com.tr) web portalı ve Kids&Gourmet Dijital Dergisi, işlerimin kalitesini görmeniz açısından iyi bir örnek olacaktır. Aldığım eğitimle ve profesyonel geçmişimle gazeteci, yazar ve editörlük deneyimlerime güveniyorum. Güncel konular içerikli çeşitli köşe yazılarım bulunuyor. Özellikle, çocuk ve yetişkin sağlıklı beslenmesi üzerine birçok yemek tarifleri verecek, özgün yazılar yazacak düzeyde yemek ve genel sağlık bilgisine sahibim. Bir dönem, Haber Tadında adlı haber web portalında köşe yazıları ve haber içerikleri hazırladım. Halen, İcerik Bulutu (www.icerikbulutu.com) ve ülke genelinde kurumsal bir çok firma için farklı alanlarda çeşitli özgün içerikler hazırlıyorum. 



Web sitenizde yayınlanacak hemen her konuda, google üst sıralarında yer alacak seo uyumlu call to action kelimelerle yazılmış profesyonel içerikler için lütfen benimle irtibata geçin.

fnursen@gmail.com





İletişim Uzmanı-Danışman





Ben Kimim?

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin bana kattığı mesleki ve etik değerleri,  profesyonel iş yaşantım içinde uzun yıllar boyunca edindiğim deneyimlerle harmanlayarak; akademik ve kurumsal anlayışla yola çıktım. Medya ve basın ilişkilerinde sahip olduğum yetkinlik sayesinde, iş ortaklarımın ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen stratejik iş planlarına uyguluyorum.

Çeşitli kurumsal şirketlerde uzun dönem kurumsal iletişim ve pazarlama iletişimi üzerine çalışmalarda bulundum. Marka yönetimi, ajans ilişkileri, reklam ve halkla ilişkiler, tanıtım, kurumsal iletişim, medya planlama ve satın alma, basın bülteni hazırlama ve servis etme, kampanya, organizasyon yönetimi, dijital dergi tasarımı, içerik hazırlama ve editörlüğü, web portal kurulumu ve yönetimi, bütçe ve raporlama alanında minimum 10 yıllık deneyim sahibiyim.

Müşterilerime sunduğum hizmetlerim danışmanlıktan öte, takım arkadaşlığı anlayışı ile yürütmeyi seçtim. Müşterilerimin marka değerlerini yükseltmeye, rekabet gücünü arttırmaya ve belirledikleri mesajları hedef kitlelerine ulaştırmaya yönelik anlayış ile markalarına değer katıyorum.

İletişim Uzmanlığı almak ve şirket veya şahsınız için marka değerinizi arttıracak profesyonel çözümler için lütfen benimle irtibata geçin.

fnursen@gmail.com



İçerik Örnekleri 1-Kibrit Kullanım Kılavuzu





Kibrit Kullanım Kılavuzu

Fransız bir öğrenci olan Charles Sauria; uçlarından birinde içinde potasyum klorat bulunan karışıma batırılmış küçük kükürtlü bir tahta parçasını, basit şekilde sürtünmeyle alev alabilen beyaz fosfor katmayı akıl etti. Böylelikle insanoğlu ateşi bulduğundan bu yana onu cepte taşınır, kontrollü ve kolay kullanılabilir biçime ancak 1831 yılında getirebildi.

Türkiye, 1929
′a kadar kibriti Avrupa'dan ithal ederdi. İlk kibrit fabrikası 1932 yılında İstanbul'da Büyükdere'de kuruldu. Yirmi yıl boyunca devlet tekelinde tutulan kibrit yapımı işi, 1952′de özel üretim yapılabilmesi için serbest bırakıldı. O günlerden bu yana içerisinde 40 kibrit çöpü bulunan kibritler ülkemizde halen yaygın olarak kullanılıyor.

Bu güne değin hiç bir kibrit kutusunun yanında kullanımına dair pek bilgi yer aldığı görülmese de, acaba bir kullanım kılavuzu olsaydı, üzerinde neler yazardı? Diye düşününce her nedense ironik biçimde ilk aklıma gelen, "kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir" oldu. Bu kavramı hemen herkesin aklına kazıtan diyetisyen; günün birinde, kullanım kılavuzu dahi olmayan kibrit kutusunun böyle bir tanımlama için kullanılarak popüler olacağını düşünmüş müydü acaba? Hiç sanmıyorum...

Çeşitli nesneleri amacının dışında kullanım ve benzetme yapma konusunda milletçe üzerimize yok ama, kullanım kılavuzu deyince iş bayağı bir ciddi hal almıyor da değil hani. Bu kez de aklıma ciddi, kurallara sıkı sıkıya bağlı Almanlar ve İngilizler geldi. Ben bir Alman veya İngiliz olsam, sanırım "Kibrit Kullanım Kılavuzu"nu ciddi ciddi şu maddeler halinde sıralardım:

- Dikkat!Yanıcı maddedir!
- Kutunun içinde ortalama 40 adet kibrit çöpü bulunur.
- Kutunun her iki yanında kırmızı fosfor, cam tozu ve bağlayıcıdan oluşan iki şerit bulunur.
- Kibrit ucunu bu şeritlere 45° eğimle sürterek ateş almasını sağlayınız.
- Kibritler iç ve dış mekanlarda kullanılabilir.
- İşiniz bittikten sonra, kibritin iyice söndüğünden emin olunuz.
- Ormanlık ve açık alanlarda kontrolsüz biçimde yerlere atmayınız!
- Söndüğünü düşündüğünüz kibrit çöpünü tekrar kibrit kutusunun içerisine koymayınız!
- Kibriti ve kibrit kutusunu çocuklardan uzak tutunuz!

Yazar: F.Nur ŞEN

İçerik Örnekleri 2-Yatakta Telefon Şarjı İle Sınavımız






Yatakta Telefon Şarjı İle Sınavımız


Günümüzde sosyal medya araçları bizi smart telefonların ayrılmaz parçası haline getiren en büyük neden. Çok değil bundan 10-15 yıl önce, mahallede camdan cama yapılan kim kime ne demiş? Kim ne yapmış? Kimin oğlu kimin kızını sevmiş? Gibi ağızdan ağza yayılan komşu dedikoduları, artık sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapılır oldu. Ee, hal böyle olunca da anlık dedikoduya ve habere jet hızıyla ulaşmak her birimizin asli görevi haline gelip çıktı.

Bir çoğumuz farkında değil ama, sosyal medya her birimizi hipnoz olmuşcasına esir aldı. Caddede, sokakta, AVM'de otobüste, yürürken, spor yaparken, aklımıza gelen hemen her yerde, evde, yatakta, hatta wc'de bile smart telefonlarımızı elimizden bırakamaz olduk.

Günlük yaşamımızın asli amacı; aman gündemden geri kalmayım, aman haberleri kaçırmayayım, son dedikoduları yakalayayım halini aldı. Sosyal medyayı takip etmekten arta kalan zamanda, yemek yemek, uyumak ve çalışmak gibi temel insani ihtiyaçlarımızı dar zamanda adeta zipleyerek giderir hale geldik. Sosyal medyada sosyalleşirken! gerçek hayattaki sosyal ilişkilerimize yabancılaşır olduk.

Olur olmadık zamanlarda "Bir girip; facebook, twitter, instagram hesabımı kontrol edeyim, paylaştığım fotoğraf veya durum bildirimi kaç like almış? Kim, ne yorum yapmış? Eski sevgilimi gizliden takip edeyim, bakalım bu gün kiminle neredeymiş? Ne yapmış?" Gibi türlü dayanılmaz meraklar, telefon şarjını sömüren en büyük sorunsallarımızın başını çekiyor. İşte tüm bu sosyal medya merakı ve takibine can dayanıyor, ama şarj dayanmıyor.

Yapılan bir araştırmaya göre; sosyal medya kullanıcılarının %90'ı, saat 22:00-23:00 ve 04:00-05:00 saatlerinde yoğun biçimde sosyal medya araçlarını kullanıyor. Bu da demek oluyor ki, yatağın bir kenarından uzanan bir kabloya bağlı olarak uykuya dalınıyor. Eğer, şarjım yeter deyip de hemen yanı başınızdaki şarj kablosuna telefonu takmadan uykuya yenik düşüyorsanız, sabah çalmayan alarm işe geç bırakabiliyor ya da düşük batarya kabusu trafik çilesi gibi dertleri işe geç kalma telaşına ekliyor.

Sonuç olarak batterry low uyarısı, çılgın sosyal medya takibi bağımlılarını çileden çıkartan en büyük sorun haline geliyor. İnsanoğlu, göbek kordonundan bile en fazla 15 günde ayrılırken, görünen o ki telefonun şarj kordonu ile yakın göbek bağı sosyal medya var olduğu sürece hiç kopmuyor, her gece başucundaki şarj kablosuyla sınav verdirtiyor.

F.Nur ŞEN




İçerik Örnekleri 3-Diyete Başlamak mı Zor Devam Etmek mi?




Diyete Başlamak mı Zor Devam Etmek mi?


Kiloları ile sıkıntı yaşayan hemen herkesin, diyet yaparken yasaklı yiyeceklerle olan imtihanı başının en büyük derdidir. Hele ki evde en sevdiğiniz böreklerden, köftelerden, dolmalardan pişiriyorsa; bir de aile ferleri bunları bir güzel mideye indiriyorsa, işte o zaman ızdırap başlıyor. Belki de sırf bu yüzden pazartesi başlanılan diyetler, çarşamba günü son buluyor.

Diyet yapmak, kilo sorunuyla boğuşanlara ömür boyu verilmiş bir ceza gibidir. Yaklaşan yaz mevsimi, düğün, dernek ya da sağlık problemleri gibi nedenlerle başlanılan diyetlerin pek çoğu daha ilk günlerden bozulur. Bu kaçınılmaz sonun en temel nedeni, açlığa ve o güzelim yemeklerin çekiciliğine dayanamamakta yatıyor aslında. Yapılan diyetin daha ilk günlerden bozulması klasiğine çanak tutan suçluların başını ise aile fertleri çekiyor.

Siz diyetteyken sanki inadına yapıyormuşcasına gözünüze soka soka, iştahınıza ve dayanma sınırınıza karşı o güzelim yemekleri karşınızda hüpletmelerine can dayanmıyor, diyet son buluyor. Söz birliği etmişcesine aile üyelerinin her biri, sevdiğiniz yiyecekleri karşınızda bir bir afiyetle yedikçe, diyeti sürdürme direncinizin sınırları zorlanıyor. Bir yanda bir kibrit kutusu beyaz peynir, salata, haşlanmış sebze yemeği, bir yanda güzelim kadın budu köfte, pilav, gel de dayan buna!
İnsanoğlu için yasak olan her şey güzel ve çekicidir. Özellikle diyet yaparken, tamda bu süreçte yasaklı yiyecekler, insanoğlu için daha büyük bir çekim gücüne sahip oluyor. Yoksa evren, size bir oyun mu oynuyor?
Anneniz; en sevdiğiniz börekleri, kekleri, pastaları, tatlıları, yemekleri siz diyetteyken sanki özellikle yapıyor. Yetmiyormuş gibi üstüne bir de akşama eve yemekli misafir geliyor. O değilse bile, altınlı gün sırası mutlaka sizin eve geliyor. İşte tüm bunlar, sizin diyetle mücadelenizi kırmak için evrenin size sinsice planladığı bir oyunu değil, tam da kaleyi içten yıkacak iç mihrakların, yani aile bireylerinin sinsice planları.
Tv'de izlenen reklam, dizi vb. karelerdeki o güzelim yemek görüntüleri, yemek yemeyi çok seven siz diyet mağduruna daha bir albenili görünür hale geliyor değil mi? Sokakta yürürken uzaktaki fırından yayılan o misss gibi ekmek kokusu direkt burnunuza geliveriyor. Geçerken, yol kenarındaki patisserie vitrini en cazibeli haliyle size göz kırpıyor. Ne evde aile fertleri, ne de sokaktaki çekici yemek uyaranları sizi bir türlü diyetinizle baş başa bırakmıyor, kabusunuz oluveriyor.
Ama siz demir gibi iradenizle çağrıların tümüne duyularınızı kapatın, sapa sağlam iradenizle sıkı sıkıya diyetinize devam edin. Fit görünümüzle tüm dikkatleri üzerinizde toplayın...
Yazar: F.Nur ŞEN

İçerik Örnekleri 4-İsimlerimiz Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?





İsimlerimiz Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?

Dünyaya gelmeden önce çocukları için farklı isimler düşünen anne babalar, çocuklarına koyacakları isimlerin anlamlarını ve soyadlarına uygunluğunu iyice düşünüp araştırdıktan sonra net bir isime karar vermeleri gerekiyor. Çünkü Akrofonologlara göre, çocuğa konulan isim kariyerini, evlilik tercihlerini yani tüm hayatını derinden etkiliyor.

Akrofonolog (isim bilimci) 'lere göre konulan isimler, insanların yaşamları boyunca üzerilerinde önemli etki yaratıyor. İlk duyduğunuz anda size çok sempatik gelen bir isimin adeta ruhunuzu okşayacağını ve o kişiye karşı oldukça yoğun ilgi ve sempati duyabileceğiniz belirtiliyor.

Dikkat çekici isminiz sayesinde aşmanız gereken basamakları hızla tırmanabilir, hatta ismin yarattığı etki sayesinde iş ve kariyer imkanları ayağınıza kadar gelebilir. Belki kendi alanınızda çok popüler ve tanınan biri olabilirsiniz, kim bilir?
İsim ve soyadı bir bütünlük içinde olan kişilerin, uygun frekansı yakalarsa harika bir kariyere sahip olabileceği iddia ediliyor.İsim bilimciler, kariyer basamaklarında hızla yükselmek için konulacak veya mevcut isimlerin içerisinde mutlaka bulunması gereken harfleri ve buna göre seçilmesi gereken meslekleri de öneriyor.

İçinde L harfi bulunan isimler, sanatla ilgili işler yapanlar için ideal. El becerisi ile çalışan herkes için de bu harf geçerli.

A ve B harfleri, satış ve pazarlamada işinde başarıyı yakalayabilir.

İçinde M ve A harfleri olan isimler, serbest ticarette başarılı olabilir.

S harfi hem isim, hem soy isimde bulunuyorsa, üretici faaliyetlerde ve planlamada önleri açık görünüyor.

Z harfi, araştırma ve geliştirme işinde çalışanların isimlerinde mutlaka bulunmalı.

İ ve P aynı isimde yer aldığında, psikoloji ve tıp alanında başarıyı yakalamak için ’ideal’ harfler olarak belirtiliyor.

İsimlerin hayat boyu insan üzerinde yarattığı etkiyi 5 bin yıldan bu yana dikkate alan tek toplum ise Çin'lilerdi. Çinliler konulan ismin yarattığı titreşimin, kişinin ruhsal bedeni ile bir bütün halinde titreşmesi gerektiği inancını taşıyorlardı. Bu yüzden çocuk doğmak üzereyken doğuma "isim koyucular" çağrılır ve bu kişilerde, çocuğun doğum anında çıkarttığı seslere, en çok uyan titreşime sahip ismi çocuğa koyarlardı. 

Akrofonologlara göre durum böyle göründüğüne göre; isimlerimizin bizleri hayat boyu etkilemesi de kaçınılmaz oluyor.

Yazar: F.Nur ŞEN






İçerik Örnekleri 5-Mobil İnternet Nereye Gidiyor?







Mobil İnternet Nereye Gidiyor?

Bir yere ve bir mekâna bağlı olmadan çalışmak, ya da internete girmek fikrinden hoşnut kalan internet kullanıcıları sayesinde mobil internet, dünya genelinde çılgın bir hızla yaygınlaşıyor. Kullanıcıları her geçen gün katlanarak çoğalıyor...

Dünya genelinde masaüstü ve dizüstü bilgisayarların kullandığı kablolu internet teknolojisi, akıllı mobil telefon ve tablet bilgisayarların bireyi çok daha özgür ve bağımsız kılan özelliğine maalesef yenik düştü. Mobil cihazların bireylere verdiği özgürlük hissi sayesinde bir kabloya bağlanıp kalmak ve onun esiri olmak artık tarih oluyor.

Şu an, bu satırları okurken, bir mobil internet bağlantısıyla her hangi bir yerden internete bağlanan 5,5 milyar akıllı telefon ve tablet cihaz kullanıcılardan biri olma ihtimaliniz çok yüksek. İnternetin yaygın biçimde kullanılmaya başlandığı ilk yıllarda, bunca insanın internetsiz yapamayacağını düşünmek neredeyse hayal ya da imkânsızdı.

Gıda, su, hava, elektrik, telefon, doğalgaz, TV gibi temel ihtiyaçlarımızdan biri haline gelen internet, bir de mobil olunca, "insanların değmeyin keyfine gitsin" demekten kendini alamıyor insan. Mobil internet ve uygulamalar her geçen gün bizi kendine daha da bağlıyor, hayatımızı kolaylaştırıyor. Fatura yatırmak için sıraya girmeye, işlem yapmak için bankaya gitmeye bile girmeye gerek kalmıyor. İşler, ofise gitmeden hemen mobil internet sayesinde anında hallediliyor, görüntülü konferans ile toplantılar kıtalar arasında yapılıyor. 

İnsanoğlu, dilediğince internete her an, her ortamdan giriyor, aklına gelen, merak ettiği hemen her şeyi tarayıcılarda buluyor, bilgi ediniyor, fotoğraflar çekiyor, düzenliyor, bunları mobil uygulamalar sayesinde sosyal paylaşım sitelerinde başka insanlarla paylaşıyor, dünyanın bir ucundaki diğer insanlarla bağlantıyı hiç koparmıyor. Bu ilgi ve merak sayesinde mobil internet geleceğin vazgeçilmez ihtiyaçlarından biri olarak üst sıralarda yerini almaya aday gözüküyor.

Yazar: F.Nur ŞEN

İçerik Örnekleri 6-Birinciyiz Birinci!




Birinciyiz Birinci!

Televizyon izlenme oranı istatistiklerini değerlendiren Amerika kaynaklı bir web sitesinin verilerine göre; ülke olarak dünya genelinde günlük televizyon izleme oranlarında günde 330 dk, yani 5,5 saat ile dünya rekorunu elimizde tutuyoruz.Yaşasın!

Amerika bizi 293 dk ile yakalamaya çalışıyor fakat, nafile bir çaba içerisinde. Bir rekor kırıp, birinciliği yakalamışız, kaptırmaya bu kez hiç mi hiç niyetli değiliz. Açık ara öne geçtiğimiz diğer ülkelerse sırasıyla: 265 dk ile Japonya gibi bir süper teknoloji ülkesi. Hemen ardından 261 dk ile makarna, sanat ve tasarım beşiği İtalya geliyor. 247 dk ile porselenci Polonya , 244 dk ile siestacı İspanya , 239 dk ile ex komünist Rusya, 232 dk ile aristokrasinin merkezi İngiltere, 226 dk ile moda ve sanat lideri Fransa, 221 Dk ile disiplinli Almanya nefes nefese bize yetişmeye çabalıyor. 217 dk ile Brezilya Samba'sının sıcaklığı ve Kore çalışkanlığı, 201 dk ile Avustralya egzotikliği ardımızdan nal topluyor, hızımıza yetişemiyor. Vay be, bu ne azim?
Açıklanan bu verilere göre, 330 dk boyunca kesintisiz TV izlemeyi bir dünya rekoru başarısı olarak kabul edip sevinsek mi? Yoksa teknolojinin sunduğu imkanlarla, tersine yaşanan bir evrilme olarak görsek mi bilinmez? Ama, görünen o ki Türk insanı gün boyu 330 dk bıkmadan, usanmadan TV başında kalabilecek azim ve güce sahip görünüyor.
Günün çoğunu yarışma, evlilik, yemek programları, diziler ve maçlar kaplıyor. Yetmiyor, bir de dizi tekrarları, maç ardı, önü programları ile uzun uzun reklamlar insanımızı epeyce oyalıyor. Anneler, teyzeler, çocuklar, babalar, amcalar, TV makinesinden yayılan bu görüntülerle yaşamın tüm dertlerini tespih yapıp sallıyor.
F.Nur ŞEN

İçerik Örnekleri 7-Bu Dizileri Anımsayan Kaç Kişiyiz?






Bu Dizileri Anımsayan Kaç Kişiyiz?

TV kanallarında yerli dizi bolluğundan geçilmeyen şu günlerde; ailemizin bir ferdi gibi gördüğümüz, özdeşlik kurduğumuz karakterleri olan kaliteli yapımlara rastlamak neredeyse imkânsız artık.

Türk insanının tek kanallı siyah-beyaz devlet televizyonunda ve sonradan renkli yayın yapan birkaç özel kanalda Amerikan yapımı kaliteli pek çok dizisi oldu. Bu diziler öylesine sevilir ve izlenirdi ki yayın saatinde sokaklarda tek bir insan göremezdiniz. Beğenilen karakterlerle öylesine yakınlık ve özdeşlik kurulurdu ki dizilerdeki karakterler aileden biri olup çıkıverirdi. Hele o ünlü Amerikan film yıldızlarının giydikleri ve saç modelleri yok mu? İzlenen bölüm ertesi, aynı elbiseden terzilere diktirilir, aynı saç stilleri kuaförde yaptırılırdı.

Mac Gyver, A Takımı, Miami Vice, Altın Kızlar, Alf, Şahin Tepesi, Güzel ve Çirkin, Şöhret, Charlie’nin Melekleri, Aşk Gemisi, Ziyaretçiler, Flamingo Yolu,  Shogun, Zaman Tüneli, Beyaz Gölge, Komiser Colombo, Charles İş Başında, Muhteşem İkili, Atlantisten Gelen Adam, Webster ve Görevimiz Tehlike akla ilk gelen dizilerden.

Dizi karakterleri Lassie, ailenin sevimli ve akıllı köpeği, Dallas'ta JR.Ewing mahallenin kötü adamı yerine geçerdi. Kara Şimşek'te KITT ile Michael Night ve Mavi Ay dizisinde Bruce Willis yakışıklıklarıyla bir efsane idi. İlk kez bir zenci ailesinin yaşamını Cosby Ailesi ile gören izleyici, ailenin sevimli küçük kızları Rudy'i sevmiş, uçarı oğlu Theo'nun ve Vanessa'nın ağır ergen hallerini görmüş, en az kendi çocukları kadar benimsemişti. Hele o, Küçük Ev'in sevimli minik kızı Laura'nın fırfırlı şapkası ve geceliğini unutmak ne mümkün?


Lassie: Rough Collie cinsi bir köpegin, küçük bir çiftçi topluğunda diğer hayvan ve insan dostları ile yaşadığı maceraları anlatır.



Dallas: Petrol zengini Ewing ailesinin aile içi ve dışı karmaşık ilişkilerini, güç savaşlarını ve entrikalarını anlatan bir diziydi. Yayınlandığı saatte sokaklar boşalırdı.



Kara Şimsek (Knight Rider): Yapay zekaya sahip, kendi kendine hareket edebilen, süper donanımlı bir otomobil KITT ile sürücüsü Michael Knight'ın başından geçen maceraları anlatır.



Cosby Ailesi (The Cosby Show): Brooklyn'de yaşayan Afro-Amerikalı bir ailenin başından geçen olayları konu alan komedi sitcom bir dizidir.


Küçük Ev (Little House on the Prairie): Laura Ingalls adında küçük bir kızın 19. yy'da ailesi ile başından geçen olayları ve yaşamını anlatan dizidir.


Mavi Ay (Moonlighting): Eski bir top model Maddie Hayes ve eski bir dedektif David Eddison'un ortak olduğu dedektiflik şirketinde başlarından geçen ilginç maceraları konu alır.

Yazar: F.Nur ŞEN


İÇERİK SİHİRBAZI

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı